• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Bal Hakkında

Bal arıların bitki ve çiçeklerden topladıkları bal özünden yapıp kovanlarındaki petek gözlerine doldurdukları, rengi beyazdan esmere kadar değişen tatlı, koyu, sıvı maddedir. Arıların, çiçeklerin bal özünü ya da bitkilerin bazı canlı kısımlarınca salgılanan maddeleri kullanarak yaptıkları ve lârvalarını beslemek amacıyla peteklere yığdıkları, altın sarısı renkte, tatlı, sıvı, besin maddesidir.

İşçi arılar tarafından çiçeklerden toplanılan bal özleri kovana getirildikten sonra, arıların salgıladıkları sindirici tükürük ve çiçek tozlarıyla karıştırılır. Yine arılar tarafından yapılan peteklerin içine doldurulan bal sıvısı buralarda bekletilir ve kışın arılar tarafından besin olarak tüketilir.

Bal, eski çağlarda insanların en önemli şeker kaynağıydı. Büyük bir besin değeri olan bal, bugün de insanlar tarafından yoğun olarak tüketilmektedir.

Balın İçeriği

Balın ilk akla gelen özelliği tatlı olmasıdır. Bunun sebebi balın içindeki şekerdir. Üzüm şekeri (%34), sakroz (%2) ve levuloz (meyve şekeri %40) bundan başka balın %17'si su, geri kalan %7'lik bölümü ise demir, sodyum, sülfür, magnezyum, fosfor, polen, manganez, alüminyum, gümüş, albümin, dekstril, nitrojen ve asitlerden oluşur. Balın kalitesini ise bu %7'lik karışım belirler.

Ayrıca bal içerisinde on beş şeker tespit edilmiş olup bunlardan bazıları şunlardır: fruktoz, glikoz, sakkaroz, maltoz, izamaltoz, erloz, kestoz, melezitz ve rafinozdur. Genel olarak fruktoz şekeri diğerlerinden farklıdır.

Balı bildiğimiz şekerden ayıran çok önemli bir fark vardır. Şeker ancak sindirim sisteminde değişime uğradıktan sonra kana karışırken bal sindirime gerek olmadan çok süratli bir şekilde kana karışır. Dolayısıyla bal insan vücudunun en yüksek derecede ve en hızlı biçimde faydalanacağı şekilde tasarlanmış bir gıdadır. Ilık su ile karıştırılan balın birkaç dakika içinde vücuda enerji verdiği tespit edilmiştir. Balın içinde minerallerin, şekerlerin ve birçok vitaminin yanı sıra az miktarda birtakım hormonlar, çinko, bakır ve iyot da vardır.

Balın Fiziksel Özellikleri

Bal hidroskobik bir madde olup havadan nem alma özelliğine sahiptir. Havada %58 rutubet olduğu zaman balda su miktarı %17,4 civarında olur.

Viskozite; akıcılığa karşı koyma özelliğini ifade eder. Buna "Balın Bünyesi" de denir. Ağır bünyeli bir balın akıcılığı yavaş yani viskozitesi yüksek olur. Viskozite balın içerisindeki su miktarıyla yakından ilgilidir.

Balın özgül ağırlığı içerisindeki su miktarı ve sıcaklığa göre değişmektedir. 200°C'de balın özgül ağırlığı 1,4225 bulunmuştur.

Kırılma Sayısı; refraktometre ile ölçülür. Sıcaklık önemli rol oynadığından bu işlemde 20°C'de yapılır ve balın içindeki su miktarı tayin edilmektedir.

Renk, balın bir optik özelliği olan renk değişikliği gösterir. Bal renksiz durumdan koyu kırmızıya kadar değişebilir.

Balın Bileşimi

Genel olarak balların toplandığı değişik bitki kaynaklarına göre farklı aroma, tat, renk, yoğunluk ve kristalize sahip oldukları tespit edilmiştir. Aynı şekilde ballarda akıcılık kimyasal bileşimi, şekerler, rutubet, enzimler, vitaminler, asitler, kolloidal maddeler ve bileşimi bilinmeyen maddeler bakımından değişik oldukları bildirilmiştir.

Baldaki Asitler

Uzun yıllar bal içerisinde sadece formik asit bulunduğu fakat analiz metotları geliştirilince asidik, butirik, sitrik, katroik, laktik, formik, malik, okzalik, suksiniletannik, tartari ve velarikasidlerin varlığı tespit edilmiştir. Balın pH'ı 3,5 - 5,5 arasında değişmektedir. Balda asitlik 0,4 üzerine çıkarsa şüpheli bal olarak nitelendirilmelidir.

Baldaki Enzimler

Çeşitli araştırmacılar balda diyastaz veya amilaz, nikotin, invertaz, katalaz, oksidaz, fosfataz enzimlerini bulmuşlardır. Bu enzimlerin bir kısmı bitkiden gelmekte bir kısmı ise arının başındaki bezlerden salgılamaktadır.

Baldaki Vitaminler

Eskiden bal içerisinde vitamin olmadığı veya çok az olduğu kanaati hakimdi fakat kimyasal ve biyolojik araştırma metotları geliştirildikten sonra bal içerisinden çeşitli miktarda tiamin, riboflavin, askorbik asit, pirisdoksin, pantotenik asit, niasin ve az miktarda biotin, folik asit tespit edilmiştir.

Baldaki Mineraller

Bal içerisindeki minerallerin miktarı %0,02 ile %1,0 civarındadır. Bu mineraller potasyum, klor, kükürt, kalsiyum, sodyum, fosfor, magnezyum, sillis, demir, mangan ve bakırdır. Bunlar içerisinde potasyum, kalsiyum ve fosfor fazla bulunmaktadır.

Baldaki Proteinler

Çeşitli araştırmacılar bal içerisinde az miktarda albuminoidlerin ve protein yapı taşları durumunda olan amino asitlerin olduğunu tespit etmişlerdir.

Tedavide Kullanım Alanları

Bal en az 3000 seneden beri birçok rahatsızlığın tedavisinde kullanılmıştır. Yakın zamanda yapılan bilimsel araştırmalar balın mucizevi etkilerini göz önüne sermektedir. Balın antiseptik/antimikrobiyal, osmotik, hidrojen peroksit ve asiditesine bağlı çok çeşitli iyileştirici etkileri olduğu saptanmıştır. Böbrek hastalıkları (böbrek yetmezliği) tedavilerinde çok önemli bir yere sahiptir. Bal temel olarak iki monosakkaritin yoğunlaşmış bir karışımıdır. Bu karışımda su etkisi az olduğu için yani su moleküllerinin çoğunluğu monosakkaritlere bağlı olduğu için mikroorganizmaların hayatta kalmasını sağlayacak nemden ve sudan yoksundur. Böylelikle balda hiçbir mikroorganizma canlı kalamaz. Bunu içindir ki bal, asırlardır yanık, yara ve deri ülserlerini iyileştirmek için kullanılmıştır.

Balın yüksek şeker oranı hipertonisitesini attırdığı için etrafındaki bakterilerin suyunu hipertonik alana çekip bakteri hücrelerinin büzüşmesini sağlar. Bir antiseptik olarak balın metisilin dayanıklı Staphylococcus aureus (MRSA) gibi dirençli bakterilere karşı etkili olabileceğini savunan araştırmalar mevcuttur. Bal içindeki hidrojen peroksit, tıbbi olarak kullanılan hidrojen peroksitten üstündür. Balın içindeki hidrojen peroksit faal hale sulandırma sonucunda gelir. Yani, bal yara üzerine sürüldüğünde hidrojen peroksit yavaşça vücut sıvıları tarafından sulandırılarak etkili hale geçer. Hem yavaş olarak etkinlik kazanması hem de tıbbi hidrojen peroksitten daha düşük bir yoğunlukta bulunması balın mikropları öldürüp vücudun hücrelerinin zarar görmemesini sağlar.

Balın pH'ı 3,5 ve 5,5 arasında olduğu için enfeksiyondan sorumlu bakterilerin çoğalmasını önler. Bal içinde birçok polifenol yani doğal antioksidan olarak işlev gören madde barındırdığı için uzun dönem tüketimi sonucu kanseri önlediği bildirilmiştir. Ayrıca, içindeki demir vücuttaki zararlı oksijen radikallerini zararsız hale getirir. Araştırmalara göre bal aynı zamanda bağırsaklardaki probiyotik bakteri florasını çoğaltabildiği için bağışıklık sistemini güçlendirdiği gibi kolesterolü düşürmekle beraber sindirimi kolaylaştırır ve kolon kanserini önlemede etkilidir.

Balın Faydaları

İyi bir koruyucudur: Anti bakteriyel özelliğinden dolayı içinde birçok gıda bozulmadan saklanabilir.

Mideye kuvvet verir: Baldaki şeker emilimi en kolay olan şeker olması ve hazmı gerektirmediğinden kolayca kana geçer ve midedeki fazlalıkları dışarı atar.

Kansızlığı giderir: Kan yapıcı özelliğinin yanında hastalıktan yeni kalkmışlara kuvvet verir.

Damarları açar: Diğer şekerlerin aksine oksijen ile reaksiyona girdiğinde tam yanma meydana geldiği için kanda daha az atık madde bırakır. Kalp adalesine faaliyet ve zindelik vermesiyle kalp hastalarına faydalıdır.

Romatizma: Romatizmal hastalıklarda haricen kullanmak hastayı kısa sürede iyileştirir.

Alerji: Alerjik vakalarda pahalı ve zahmetli tedavilerin yerini alacak bir alternatif tedavidir.

Ağrı dindirici: Bal bilhassa buharı ağrı ve sızıyı birkaç dakika içinde dindirmeye başlar.

İştah açıcı: İhtiva ettiği A,B,C ve diğer vitaminler ve mineraller insana zindelik verir.

Doğal diş macunu: Diğer tatlı ve meyvelerin zıttı bal dişleri ve diş etlerini temizleyip parlatan bir macundur. Dişleri ve diş etlerini mikroplardan korur, ağızdaki yaraları tedavi eder.

Kabızlık: Bilhassa sıcak bal şerbeti kabızlığı kısa sürede geçirir.

Şişmanlık:  Bal içerdiği enzimler sebebiyle şişmanlığı önler. Bilhassa ılık bal şerbetinin zayıflatıcı özelliği vardır.

Yara, iltihap giderir: Bugün modern tıpta ameliyat yaralarında bal kullanıldığı bilinmektedir. CAVANAGH ve BEAZLEY adlı araştırmacılar balın laboratuvar şartlarında özellikle boğaz iltihaplarında kendini gösteren Kalbi Tutacoli mikropları ile Candida Albicans isimli mantarlar üzerinde balın etkili olduğunu gözlüyorlar. İnhibin mikropların üremesini de önler.

Balgam söktürür: Balgamı keser vücudun pis rutubetini giderir.

Göze faydalıdır: Gözün görme gücünü arttırır. Nar suyu ile karıştırılıp göze sürme gibi çekilirse gözün keskin görmesini sağlar.

Karın ağrısı: Karın ağrısını geçirir. Bal şerbeti karın ağrılarını çok kısa bir sürede dindirir.

İdrar: Söktürür. Mesane yollarını temizler, iltihabını giderir.

Köpek ısırması: Köpek ısırmasına karşı faydalıdır. Köpek ısırınca bal şerbeti içilir ve köpeğin ısırdığı yere bal sürülür. Kuduz ihtimaline karşı tedbirler ayrıca alınmalıdır.

Cildi güzelleştirir: Vücut bal ile ovulursa cilt yumuşar. Bitleri öldürür.

Saçları besler: Saça sürülürse saçları yumuşatır. Besler, uzatır, parlaklık ve canlılık kazandırır.

Nezleyi geçirir: Bal limonla veya sütle içilirse nezle için çok faydalıdır.

Verem: Özellikle çiçek balı gül ile karıştırılıp sabah akşam yenirse akciğer yaraları ve vereme çok faydalıdır.

Yanıklar: Bal zeytinyağı ve gres yağı ile karıştırılıp yanan yerlere sürülürse acı, sızı çekilmez. Yanık kısa sürede iyileşir, yanık izi kalmaz.

Varise faydalıdır: Bal vücutta olan varis ve varis yaralarına masaj yaparak sürülürse çok faydalıdır.

Karaciğer: Bal karaciğer ve göğsü temizler. Baldaki ciholin karaciğerin fonksiyonunu kuvvetlendirir ve hücrelerinde toplanan yağın giderilmesi için harekete geçirir.

Sarılık: Balla salatalık rendelenerek yenirse susuzluğu giderir. Kanı temizler, sarılığı kısa sürede iyileştirir.

Terlemeyi giderir: Bal mumu ile birlikte birkaç gün sakız gibi çiğnenirse burun tıkanıklığı ve bundan dolayı meydana gelen terlemeyi giderir.

İshali durdurur: Soğuk bal şerbeti ishale çok faydalıdır. Kısa sürede durdurur.

Alaca: Alaca hastası olanlar en az 2-3 ay sabah aç karnına bir su bardağı bal şerbeti içerse şifa görür.

Kolesterolü düşürür: Yatağını ıslatan çocuklar için gayet faydalıdır. İlaçların Yan Tesirini önler. Zararlarını natüre eder. Akne için iki çorba kaşığı süt, limon suyundan oluşan karışımın sürülmesi faydalıdır. Büyüme çağındaki çocukların zeka gelişimine azımsanmayacak derecede olumlu etkisi vardır.

Balın İyi Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır?

Maalesef balı tadarak veya renginden iyi mi yoksa kötü mü olduğunu ayırt etmek çok zordur. Balı ambalajlı olarak marketten alıyorsanız ambalaj etiketinde yer alan "içindekiler" bölümünü okuyarak sonradan şeker eklenip eklenmediğini öğrenebilirsiniz. Ayrıca balı üreticisinden alma imkanınız yoksa Tarım Bakanlığı kontrolünde verilen organik sertifikalı balların üretim aşamasında herhangi bir sentetik kimyasal madde kullanılmadığı için organik bal tercih edebilirsiniz.

Sadece şeker katkısı olmaması balın iyi olduğu anlamına gelmez. Hangi bölgenin arılarından elde edildiği, içeriğinde kalıntı olup olmadığı, raf ömrünü uzatmak için herhangi bir kimyasal madde kullanılıp kullanılmadığı gibi faktörler balın kalitesi ve besin değerlerini etkilemektedir.

Besin değeri en yüksek bal pastörize edilmemiş, filtrelenmemiş ve herhangi bir işlemden geçirilmemiş organik baldır.

Sonuç olarak balın kalitesini tadarak veya bakarak anlamak mümkün değil. Ancak güvenerek kullandığımız markaları tercih etmek ve balın organik sertifikası olması en azından tükettiğiniz ürünün birkaç kontrolden geçtiği noktasında size güvence sağlayabilir. Eğer satın aldığınız balın kalitesini öğrenmek konusunda kararlıysanız bunun tek yolu bal örneğini bir gıda laboratuvarına götürerek test ettirmektir.